LEVENT TÜZEMEN – ICARDI VE TORREIARE ÇOK BAŞKA
Galatasaray’ın şampiyonluğu ilan etmesi için Ankaragücü maçını yenmesi yetecek. Lakin Galatasaray taraftarı şampiyonluğa o denli inanmış ki tribünlerde ve localarda mahşeri bir kalabalık vardı. Şayet kurallar müsaade verseydi basamakları bile G.Saray idaresi çok rahat doldururdu.
Maçı izlerken sarı kırmızılılarda iki adam dayanılmaz bir keyif verdi. İcardi tam bir golcü olduğunu kanıtladı. İkinci golden sonra tribünleri ayağa kaldırıp ‘Aşkın Olayım’ müziğini taraftarlarıyla birlikte söyledi. Kiralık bir golcünün böylesine aidiyet hissini alana yansıtması taraftar tarafından baş tacı edilmesi her oyuncuda görülebilecek bir karakter değildir.
Başkan Özbek, Erden Timur’a ”Bu İcardi’yi Galatasaray’a al” talimatını vermelidir. Zira İcardi şampiyonluğa oynayacak bir kadro için çalışkanlığı, mütevaziliği ve efendiliğiyle biçilmiş biridir. Torreira satılmamalıdır. Bir adam alanda 5 kişilik oynar mı? Tekmeye baş uzatıyor, rakibin bacak ortasından topu kapıyor, aklıyla topa hükmediyor, ekibi yönetiyor. Galatasaray son yıllarda Torreira üzere genç, kaliteli ve yürekten oynayan bir ön libero bulamadı.
LEVENT TÜZEMEN – ICARDI VE TORREIARE ÇOK BAŞKA
Galatasaray’ın şampiyonluğu ilan etmesi için Ankaragücü maçını yenmesi yetecek. Fakat Galatasaray taraftarı şampiyonluğa o denli inanmış ki tribünlerde ve localarda mahşeri bir kalabalık vardı. Şayet kurallar müsaade verseydi basamakları bile G.Saray idaresi çok rahat doldururdu.
Maçı izlerken sarı kırmızılılarda iki adam fevkalade bir keyif verdi. İcardi tam bir golcü olduğunu kanıtladı. İkinci golden sonra tribünleri ayağa kaldırıp ‘Aşkın Olayım’ müziğini taraftarlarıyla birlikte söyledi. Kiralık bir golcünün böylesine aidiyet hissini alana yansıtması taraftar tarafından baş tacı edilmesi her oyuncuda görülebilecek bir karakter değildir.
Başkan Özbek, Erden Timur’a ”Bu İcardi’yi Galatasaray’a al” talimatını vermelidir. Zira İcardi şampiyonluğa oynayacak bir grup için çalışkanlığı, mütevaziliği ve efendiliğiyle biçilmiş biridir. Torreira satılmamalıdır. Bir adam alanda 5 kişilik oynar mı? Tekmeye baş uzatıyor, rakibin bacak ortasından topu kapıyor, aklıyla topa hükmediyor, grubu yönetiyor. Galatasaray son yıllarda Torreira üzere genç, kaliteli ve yürekten oynayan bir ön libero bulamadı.
Uruguaylının yürekli oyunu, çalışkanlığı, İcardi’nin hırsı tüm arkadaşlarını maçta tuttu. Galatasaraylı taraftarlar ve futbolcular için şampiyonluk artık çok yaklaştı. Özel not: Birinci yarıda yeniden yanlışlı pas yapan Muslera’nın kendisini eleştiren Oliveira’ya reaksiyon göstermesi ve kaptanlık bandını çıkararak içeri girmesi mesleğine ve kalitesine yakışmadı. İkinci olay da klasik tribün davetine katılmayıp direkt soyunma odasına gitti. İdare ve Okan Buruk bu duruma el koymalıdır.
ERMAN TOROĞLU – İNANMIŞ ÇOCUKLAR
Maçın geneline net olarak şunu yazarız; Galatasaraylı futbolcular şampiyonluk olayına inanmışlar, uygun oynamak filan hepsi kıssa. Her durumda 3-4 kişi ile rakibe ve topa basıyorlar.
Ve tam alanda bu bazen 7-8 bireyle oluyor.
Rakip de bu baskıyı yiyince ne yapıyor, hakikat pas yapacak arkadaşını bulamayınca ileri hakikat vuruyor.
Zaten Galatasaray’ın da istediği bu. Her ileri vuruşta bir sarı-kırmızılı oyuncu kafayı vurup oyuna hakim oluyor.
Hiçbir an berabere de devam etseler, galip de olsalar defans güvenliğini bırakmıyorlar.
Galatasaray grubunda rakibe ve topa basmayan oyuncu yok.
Buna Icardi ve Kerem dahil. Bu türlü olunca da muvaffakiyete gerçek gidiyorlar.
Uruguaylının yürekli oyunu, çalışkanlığı, İcardi’nin hırsı tüm arkadaşlarını maçta tuttu. Galatasaraylı taraftarlar ve futbolcular için şampiyonluk artık çok yaklaştı. Özel not: Birinci yarıda yeniden kusurlu pas yapan Muslera’nın kendisini eleştiren Oliveira’ya reaksiyon göstermesi ve kaptanlık bandını çıkararak içeri girmesi mesleğine ve kalitesine yakışmadı. İkinci olay da klasik tribün davetine katılmayıp direkt soyunma odasına gitti. İdare ve Okan Buruk bu duruma el koymalıdır.
ERMAN TOROĞLU – İNANMIŞ ÇOCUKLAR
Maçın geneline net olarak şunu yazarız; Galatasaraylı futbolcular şampiyonluk olayına inanmışlar, âlâ oynamak filan hepsi öykü. Her konumda 3-4 kişi ile rakibe ve topa basıyorlar.
Ve tam alanda bu bazen 7-8 bireyle oluyor.
Rakip de bu baskıyı yiyince ne yapıyor, yanlışsız pas yapacak arkadaşını bulamayınca ileri yanlışsız vuruyor.
Zaten Galatasaray’ın da istediği bu. Her ileri vuruşta bir sarı-kırmızılı oyuncu kafayı vurup oyuna hakim oluyor.
Hiçbir an berabere de devam etseler, galip de olsalar defans güvenliğini bırakmıyorlar.
Galatasaray ekibinde rakibe ve topa basmayan oyuncu yok.
Buna Icardi ve Kerem dahil. Bu türlü olunca da muvaffakiyete yanlışsız gidiyorlar.
Yalnız ortada Torreira diye bir adam var.
Adam, sahanın her yerinden rakibe karşı çıkıyor. Rakip için endişe sineması üzere.
Daha da enteresanı kendisi sonlanmıyor, rakibi sinirlendiriyor. Hakemden sarı kart alma riskini almıyor.
Her ekibe hazım bir adam. Aldığını sonuna kadar hak ettiriyor.
Okan, oyuncu değişikliğinde 8-10 dakika geç kaldı.
Sivaslılar değişikliği yapınca hareketlenir üzere oldu lakin Galatasaray’da oyundan düşenler vardı. Sonunda onları aldı.
Sivasspor’un sakatı çok, yeterli tamam da; 5 tane yabancı oyuncu yedek kulübesinde oturuyor.
Bunları alıyorsan, oynayacaklar.
Yani fuzuli para vermişler.
Galatasaray için bir maç kaldı. Bu da onlar için büyük avantaj.
Hakem makûs maç yönetmedi lakin birinci yarıda VAR çağırabilir.
Robin’in kartının kırmızı olma bahtı vardı.
Bu maçın enteresan bir olayı daha var. MHK Lideri Lale Orta’nın telkin edip, ‘Bu hakemi üzmeyelim’ dediği adam tekrar gözlemci (İsmet Arzuman) fakat vazifesini yapan Erol Ersoy maç alamıyor.
Bu İsmet Arzuman, Hasan Doğan vaktinde bu işlerden el çektirilmişti.
Yalnız ortada Torreira diye bir adam var.
Adam, sahanın her yerinden rakibe karşı çıkıyor. Rakip için endişe sineması üzere.
Daha da enteresanı kendisi sonlanmıyor, rakibi sinirlendiriyor. Hakemden sarı kart alma riskini almıyor.
Her ekibe hazım bir adam. Aldığını sonuna kadar hak ettiriyor.
Okan, oyuncu değişikliğinde 8-10 dakika geç kaldı.
Sivaslılar değişikliği yapınca hareketlenir üzere oldu lakin Galatasaray’da oyundan düşenler vardı. Sonunda onları aldı.
Sivasspor’un sakatı çok, düzgün tamam da; 5 tane yabancı oyuncu yedek kulübesinde oturuyor.
Bunları alıyorsan, oynayacaklar.
Yani fuzuli para vermişler.
Galatasaray için bir maç kaldı. Bu da onlar için büyük avantaj.
Hakem makûs maç yönetmedi ancak birinci yarıda VAR çağırabilir.
Robin’in kartının kırmızı olma bahtı vardı.
Bu maçın enteresan bir olayı daha var. MHK Lideri Lale Orta’nın telkin edip, ‘Bu hakemi üzmeyelim’ dediği adam tekrar gözlemci (İsmet Arzuman) fakat misyonunu yapan Erol Ersoy maç alamıyor.
Bu İsmet Arzuman, Hasan Doğan vaktinde bu işlerden el çektirilmişti.
SERKAN KORKMAZ – ICARDI VE TORREIRA
Galatasaray maçın birinci yarısında dönemin en az şut çektikleri birinci 45 dakikasını geride bırakmıştı. Birinci yarıyı yalnızca beş şutla geçen Okan hocanın talebeleri son haftalardaki ferdî performanslardan çok da farklı değildi. Ligin birbirlerine en çok asist yapan ikilisi Kerem ve Icardi yeniden hoş bir gole imza atmalarına karşın, birbirlerine pas verme işini biraz abartmaları ekiplerini rahatlatacak ikinci golü bir ölçü geciktirdi.
İkinci yarının birinci 10 dakikası geride kaldıktan sonra İstek hoca bir atak daha yaparak iki oyuncusunu daha alana sürdü. Çıkan oyunculardan birinin Gradel olmasının pek çok Galatasaraylı’yı rahatlattığına, pek çok Fenerbahçeli’yi kızdırdığına eminim fakat ispatlayamam.
Artık Okan Buruk’un da bir atılım yapması elzemdi. Derken Icardi’nin baş golü geldi. Golün unutulmazlığı hoşluğundan çok kapattığı köşeden yiyen kaleci Ali’nin şaşkınlığından ileri geliyor. Boey’in hoş asistini de es geçmemek lazım. Okan hocanın beklenen oyuncu değişiklikleri golün çabucak akabinde geldi (Oliveira ve Rashica çıktı, Midtsjö ve Barış girdi).
Kazımcan acemiliğini yeniden hiç hissettirmedi.
SERKAN KORKMAZ – ICARDI VE TORREIRA
Galatasaray maçın birinci yarısında dönemin en az şut çektikleri birinci 45 dakikasını geride bırakmıştı. Birinci yarıyı yalnızca beş şutla geçen Okan hocanın talebeleri son haftalardaki ferdi performanslardan çok da farklı değildi. Ligin birbirlerine en çok asist yapan ikilisi Kerem ve Icardi yeniden hoş bir gole imza atmalarına karşın, birbirlerine pas verme işini biraz abartmaları ekiplerini rahatlatacak ikinci golü bir ölçü geciktirdi.
İkinci yarının birinci 10 dakikası geride kaldıktan sonra İstek hoca bir atak daha yaparak iki oyuncusunu daha alana sürdü. Çıkan oyunculardan birinin Gradel olmasının pek çok Galatasaraylı’yı rahatlattığına, pek çok Fenerbahçeli’yi kızdırdığına eminim fakat ispatlayamam.
Artık Okan Buruk’un da bir atak yapması elzemdi. Derken Icardi’nin baş golü geldi. Golün unutulmazlığı hoşluğundan çok kapattığı köşeden yiyen kaleci Ali’nin şaşkınlığından ileri geliyor. Boey’in hoş asistini de es geçmemek lazım. Okan hocanın beklenen oyuncu değişiklikleri golün çabucak akabinde geldi (Oliveira ve Rashica çıktı, Midtsjö ve Barış girdi).
Kazımcan acemiliğini yeniden hiç hissettirmedi.
On beş dikişle oynayan Nelsson’u takdir etmemek mümkün değil. 2-0 ile birlikte Galatasaray üç puanı hanesine yazdırmak için yarım saat daha sabredip son düdüğü beklemeye koyulabilirdi. Tribünler memnunluktan adeta delirmişti. Dönemin en kıymetli maçlarından Fenerbahçe derbisine sayılı günler kala, taraftar tüm stadı inleten gür sesinde, şampiyonluğa yakın olma erincinden daha fazlasını haykırıyordu tüm dünyaya güya; “bizim Icardi’miz var, sizin yok”… Ek; bence Torreira’ları da yok.
On beş dikişle oynayan Nelsson’u takdir etmemek mümkün değil. 2-0 ile birlikte Galatasaray üç puanı hanesine yazdırmak için yarım saat daha sabredip son düdüğü beklemeye koyulabilirdi. Tribünler memnunluktan adeta delirmişti. Dönemin en değerli maçlarından Fenerbahçe derbisine sayılı günler kala, taraftar tüm stadı inleten gür sesinde, şampiyonluğa yakın olma erincinden daha fazlasını haykırıyordu tüm dünyaya güya; “bizim Icardi’miz var, sizin yok”… Ek; bence Torreira’ları da yok.
